26 Ocak 2011 Çarşamba

Pembe Güller...

Karmakarışık duygular içindeyim bugünlerde.Hayatımda düzelen birşeyler olduğunda hep böyle olur.Ben feraha çıkınca çevremde birileri dara girer.Yine sevinemem yine rahatlayamam.Aslında başkalarının duygu ve düşüncelerine fazlasıyla yaptığım empati beni bu duruma sokar.Birinin derdini dinlemekle kalmam dertlenirim.Dertlenmemeyi öğütlerim kendime, yüz ifadem bile ele verir beni.

Sonra duygu patlamalarıyla gelen çok olur yanıma.Ben de ise, patlaya patlaya delik deşik olmuş bir yürek kalır.

Ofiste bir memnuniyetsizlik var.Yapılan adaletsizlikler dışa vurulmaya, çalışanlar isyan etmeye başladı.Herkes ayrı konuşuyor.Gelip bana konuşuyor.Sanki yetkili mercii benmişim gibi.Tavşan dağa küsüyor bunu diğer tavşana anlatıyor ama dağın haberi yok.Ne saçma!

.Sevmiyorum işte böyle olunca.Şu hayatta o kadar düşünülecek şey varken, ufacık şeylerden kocaman mutluluklar çıkarmak gerekirken, onun bunun çamurunda debelenmek niye?Beynimi bunlarla meşgul etmek istemiyorum.Ben pembe güllerin kokusunu her daim duyan, kızgın kumlardan serin masmavi sulara dalmayı hayal eden, insanlara ağızlarından hep hayır çıkar hevesiyle yaklaşan biri olmak istiyorum.

Ya hayır konuşun ya da susun' a sığınarak....

Bu pembe güller hepimize gelsin.Ve bu güllerin götüntüsünü gözüme çalan Doğadan Büyülü Bohça Güllü Yeşil Çay a sevgilerimle:)

Kaynak

2 yorum:

Filiz Morkoç dedi ki...

İlk iki paragrafına ben yazmışım gibi imzamı atarım bu kadar olur yani...

Birben dedi ki...

:)Bu empatik halimizeden sıyrılmamız gerekiyor Filiz...