10 Ekim 2010 Pazar

Bitmeyen Şarkı

Şu adama şu bıyık, şu kadına da şu makyaj nasıl da havada kalıyor

Her birini 10'ar dakika izlemekle yetinen dizi bünyem yine takıldı bazı mevzulara.Bu mevzular başka başka şeyler düşündürdü.

Bitmeyen şarkı, sönmeyen mum ya da tükenmez kalem gibi birşey midir acaba niyetiyle açtım kanalı.Topu topu 3 sahne izledim.Arka arkaya gelen bu 3 sahnede 2'şer kişi vardı.Bu 2 kişiden biri dolan, diğeri dolduran.Biri susuyor diğeri seriye bağlamış.

"Bence şöyle şöyle demeliydin.Bence şunu yapmalıydın.Ben senin yerinde olsam böyle yapmam" vs.

Allah'ım 10 dk. içinde beynim şişti.Gaz kapasitesi ne kadar dolu bir diziymiş.Dizi de oynayanarın bir kısmı düşünemeyen diğer kısmı ise devamlı akıl verenlerle sabitlenmiş.

Var, etrafımızda çok var bu tarz insanlardan.Bazıları başkalarının dolduruşuna kolay geliyor (Aman benden uzak olsun) bazıları da kendini fazla havaya sokup akıl verme yarışına giriyor (bu tipler hiç yaklaşmasın).Karşılıklı fikir alışverişinde bulunmanın keyfine ego sokuyorlar.Vardı benim de etrafımda bu şahıslardan, kaçarak uzaklaştım.

Dost edinmenin en kötü yollarından biridir akıl vermeye çalışmak.Karşnızdakini aptallaştırmaktan başka işe yaramaz.Öneride bulunmaya çalışmak daha doğru bir tavır olur.Yapabilene saygılarımla...

2 yorum:

Merhaba :) dedi ki...

Evet yaa, o akıl vermeler ne işkencedir. Hele bir de telefondaysa, telefonu kapayamazsın, sonlara doğru hııı, evet hııı, tamam kapıyorum gibi bezgin cümlelere geçmek durumunda kalırsın.. falan filan. Konu dışında tarzın çok hoşuma gidiyor Birben, okurken gülüyorum.. :) teşekkürler

Birben dedi ki...

Itır hakılısın, zaten genel olarak telefonda konuşmayı pek sevmem, hele konuşma vay dinleyenin haline:)
Teşekkür ediyorum,sevindim yazdıklarına:))